Ölçeklenebilirlige ve Aptos’a “genel” Bir Bakış

0xDogan.eth
6 min readOct 18, 2022

Yazıyı biraz giriş seviyesinde tutacağım. Detaylı bir yazı yazarsam Lytera üzerinden paylaşmış olurum.

Ethereum, sunduğu akıllı kontrat altyapısı (EVM) sayesinde Bitcoin’den sonra blokzincir teknolojilerinin geniş kitlelerce benimsenmesine ön ayak oldu. Ethereum blokzinciri geniş kitlelere yayıldıkça ölçeklenebilmesi daha da büyük bir soru işareti haline geldi. Bu konuda ölçeklenebilirliğin tek bir tanımı olmadığından, farklı ölçeklenebilirlik yaklaşımı anlatıp Aptos ve türevlerinin ne yapmaya çalıştığını anlatacağım.

Appchainlerle ölçeklemek: Cosmos, Avalanche.

Cosmos ve Avalanche subnetleri, kendi kripto ekonomik güvenliğini sağlayabilen her bir uygulamayı ayrı ağlara dağıtarak, her uygulamanın kendi kriptoekonomik güvenliğini sağladığı bir yapıyı kurguluyorlar. Bu ne demek?

Çoğu kişi, blokzincirdeki uygulamalarla etkileştiğinde kodlara güvendiğini sanıyor. Durum tam olarak böyle değil, bir akıllı kontratı Ethereum’a deploy ettiğinizde artık erişiminiz yoksa ve upgrade edilemez yapıdaysa (Örneğin Uniswap kodlarının büyük bölümü upgrade edilemez, Fuel’in V1'deki kontratları yine upgrade edilemez.) kodunuzdaki olası bir bug’ı iyi niyetli bir hacker bile bildirse kodu güncelleyemediğiniz için sadece o açığın sömürülmemesi için dua etmek dışında yapacağınız hiçbir şey yok.

Upgrade edilemeyen kodlardaki açıkların sömürülmemesi için dua eden bir pepe

Peki, kodlar upgrade edilebilsin derseniz karşınıza iki seçenek çıkıyor.

  1. Multisig Cüzdanlar yardımıyla proje sahipleri veya güvenilir kişilerin büyük çoğunluğu(10, 15 katılımcı) ile yükseltilebilir bir kontrat inşa edebilirsiniz. Bu dediğimi basitleştirelim; bir dex yazdım ve sizlerin kullanımı için Ethereum mainnet’e deploy ettim. Bu Dex’i 5 katılımcının 3'ünün imzasını aldığında işlemleri onaylayan bir multi sig cüzdana bağladım. Bu 5 katılımcıyı da Tobby, Ori, Turan Sert, ben ve Paradator olarak seçtim. Artık bir kod hatası olursa kontratımı upgrade edebilir ve kontrattaki kilitli tokenleri kurtarabilirim. Fakat burada şöyle bir soru ortaya çıkıyor: Biz artık varlıklarımızın çalınmaması için 5 katılımcının en az üçünün dürüst olduğuna güvenmek zorundayız. Bu da bizi Ethereum güvenliğinde değil, 5 katılımcının 3'ünün dürüst olduğu güvenlik seviyesinde yapar.
  2. Eğer sadece belirli aktörlerin katıldığı kontrat upgrade fikri sizlere saçma ve merkeziyetsizlik açısından sıkıntılı geldiyse bir de DAO tokeni ile upgrade fikrine bakalım: Maker DAO kodlarının neredeyse tamamı upgrade edilebilir ve kararlar DAO’ya bırakılmış durumda. Fikir olarak çok güzel gelse de güvenlik varsayımı olarak çok farklı bir yere çıkıyoruz. %51 evet oyu aldığında upgrade’in yapılabildiği bir kontratta artık Ethereum güvenliğinde değil, DAO tokeninin holderlerinin %51 oranında dürüst olması varsayımında oluyorsunuz. Diyebilirsiniz ki neden %51 yapalım, %90 evet oyu çıkarsa kontrat upgrade edilebilsin. Burada da liveness security dilemma’sı diye adlandırdığım yeni bir problem açığa çıkıyor. Upgrade’in execute edilebilmesi için gerekli oy oranını ne kadar arttırırsanız, kötü niyetli aktörler de o kadar kolay bu upgrade’e engel olabilir. Örneklendirelim: Doğan Maker lending platformunu Ethereum’a deploy ettim ve siz de çok sevdiniz, 1 milyon doların üzerinde varlık kontratıma kilitlendi. Kontratım %99'luk bir evet oyu alırsa upgrade edilebilecek şekilde dizayn edildi. Sonrasında bir beyaz şapkalı hacker kontratımdaki bug’ı bana bildirdi, ben de hemen kontrattaki açığı kapatmak için bir oylama açtım. DMT(Doğan Maker Token) holderlerinden biri bunu gördü ve borsalardan short işlem açıp, kontrattaki açığı github’dan vs araştırmaya başladı. Upgrade henüz execute edilmemişken tüm tokenlerin %1'ine sahip bu holderimiz hayır oyu verdiği için açık kapatılamadı ve artık tüm hackerlerin gözdesi biziz. İşte biz güvenliği aşırı derecede ön plana alınca, oylamalarımızın işlenebilmesi de o kadar zor oluyor. Konsensus protokollerine hakim arkadaşlar, bu konunun benzerlerinin konsensuslar için de geçerli olduğu hemen fark etti bile :)
Liveness Security dilemması.

Bizler DAO tokeni ile upgrade edilebilir bir kontrat inşa ettiğimizde aslında uygulamamızın ekonomik güvenliği token tarafından sağlanıyor. Cosmos ve Avalanche tarafı bunu görüp, neden biz ekonomik güvenlikleri token tarafından sağlanan bu uygulamaları ayrı ağlara çekmiyoruz ki diyorlar. Böylece subnet ve cosmos zone’ları ortaya çıkıyor. Detaylarına girmeyeceğim, başka yazıya kalsın :)

Ortak güvenlik alanında ölçeklemek: Sharding, Rollup.

Appchainler tek başına iyi bir çözüm değil. Ucuz köprüleme, kötü kullanıcı deneyimi ve her şeyden önemlisi son kullanıcı için kullanışsız bir blokzinciri altyapısı sunuyor.

Ethereum ve Ethereum felsefesine paralel geliştirme yapan ağlar( Near, Polkadot, Celestia…) ağları parçalara ayırarak, ortak güvenlik alanında ölçeklemeyi amaçlamakta. Peki nasıl? (bu yazıda Near, Polkadot detaylarına değinilmeyecek, modüler yaklaşım kısaca açıklanacak)

Blokzincirler basitçe 3 rolü üstlenirler: Katılımcıların ortak bir karara varacakları konsensusu sağlamak, işlemleri onaylamak(execution) , verilerin erişebilir ve değiştirilemez olduğunun garantisini vermek. Bu 3 rolü tek başına yapmaya çalışan ağları ölçekleyemeceğimizi ve bu 3 rolü farklı ağlara dağıtarak daha ölçeklenebilir bir altyapı elde edeceğimizi anlayınca Ethereum ve Celestia vizyonunu bu alana çevirdi.

Yazının burasına kadar geldiyseniz odağınızı toplamanızı ve bir yudum su almanızı rica edeceğim :)

Modüler blokzincirler gerçekten çok önemli ve detaylı bir konu. Modüler blokzincirlerdeki execution katmanlarının tokenomik yaklaşımlarını incelediğim bir yazıyı Lytera için yazmaktayım şu anda. Orada modüler blokzincirleri tekrar anlatacağım :) o zamana kadar araştırma konusunu sizlere bırakmış olayım.

Blokları büyüterek ölçeklemek: BSC, Solana, Aptos

Merkeziyetsizlik ve güvenlik çok önemli fakat merkeziyetsizliği ön planda tuttuğumuz sürece yüksek işlem kapasitesine ulaşmak bizler için her zaman bir hayal olacak, Sharding’in problemleri hiçbir zaman çözülemeyecek ve hiçbir zaman uygulamaya geçmeyecek diye düşünen geliştiriciler daha merkezi ama daha yüksek işlem kapasitesi sunan ağlar geliştirdiler. Bu konudaki en iyi örnek belki de BSC, evet teknolojisi eski; evet sorunlu bir ağ ve maksimum 4 yıla artık node kurmak “tamemen” imkansız hale gelecek fakat BSC basitçe bizlere EVM’in sınırlarını gösteriyor.

Bilgisayar gereksinimlerini, İnternet bağlantını ne kadar iyileştirirsen iyileştir EVM’in sınırları seni karşılıyor. BSC Muazzam bir merkezi bir yapı olmasına rağmen(Bkz son hack sonrası gerçekleşen roll back) yine de EVM’in sınırlarından dolayı ölçeklenemiyor. Burada yeni VM’ler ve yeni yaklaşımlar gerekiyor.

İşte Solana’nın SVM, Aptos (Diem) ekibinin MoveVM’i, Fuel’in FuelVM’i basitçe bu sınırları kaldırabilmek için geliştirilmiş bazı çözümler. Birbirlerine göre artıları eksilerini bu yazıda anlatmayacağım, sıkmak istemiyorum.

Paralel execution sağlayan bu sanal makineler EVM’in sınırlarını aşabilmemize ve daha yüksek işlem kapasitesine ulaşabilmemize yarıyor. Merkeziyetsizlikten ödün vererek (Fuel’in özel durumu var :P) çok daha iyi işlem çıktısı alabildiğimiz bu ağlar son kullanıcılar tarafından daha kolay benimsenebiliyor. Aptos da benzer ölçeklenebilirlik yaklaşımıyla geliştirilmiş bir ağ. Haydi gelin tokenomik detaylara ve ilgili fudlara bakalım:

Aptos’un tokenomik detayları.

Öncelikle şunu belirtmem gerekir ki, Aptos’un dokümanları yetersiz. 400 milyon dolar yatırım almış bir ağın tokenomisi ilk günden beri hazırdır diye tahmin ediyorum. Bu yüzden tokenomiyle ilgili dokümanın yayınlanmasının bu kadar gecikmesi benden bir eksi aldı.

Normalde ağların tokenomisi belki de en önemli ve zor anlaşılan parçalarından biri olabilir. Örneğin Ethereum eip1559 ve pos güncellemesindeki tokenomik değişimleri anlamak için 1 haftamı vermiştim. Aptos’un yayınladığı makale ise aşırı komik, ş sürdürülebilir bir tokenomi için ne yapılacağına dair hiçbir detay verilmemiş. 180 Aptos Labs çalışanından birinde bile teknik yazarlık yoksa çalışanları tekrar gözden geçirmeleri lazım.

Diğer ağların tokenomisine baktığınızda içinizden şunu diyor olabilirsiniz: “lan Aptos’un dolaşan arz enflasyonu diğer yeni ağlara göre düşük?!” ve evet görece haklısınız ama burada bir problem var. Yatırımcıların tokenleri ilk 12 ay kilitli ve bu kilit süresinde stake edip gelirlerden faydalanabilecekler. 5 yıllık vesting sürecinde de bu stake gelirleri devam edecek. Beğendiğim bir model değil. Sağ elle sol kulağı tutmaya benziyor. Bu modelde siz son yatırımcıların anlayamayacağı şekilde büyük yatırımcıların daha yüksek token gelirleri elde edebilecekleri anlamına geliyor. Stake gelirleri anbean açılacağından düzenli olarak yıkacaklarını düşünüyorum. Yıksınlar yani 400 milyon dolar az değil :)

Aptos hakkında dönen 4 tps Fud’ı

Saniyede 1000 işlem kapasitesi olan bir ağı kimse kullanmıyorsa ve saniyede 1 işlem yapılıyorsa, o ağın işlem kapasitesi 1 tps olmuyor. Twitter’da dönen 4 tps mevzusu bayağı yanlış.

Tanay hocanın aşağıdaki flood’u teknik konuda yol gösterebilir:

https://twitter.com/TanayAyitmaz/status/1582451811394342913

Tokenomik modeliyle ilgili detaylı yazı yazmak için yola çıktım ama alay eder gibi 3 sayfalık bir yazıyla açıkladılar bunu. Eğer kafama eserse bir gün Aptos’un teknolojik incelemesini de yaparım. Yazıda genel anlamda ölçeklemeye yaklaşımları özetlemiş oldum. Okuduğunuz için teşekkürler!

--

--

0xDogan.eth

Blokzincir ve kripto paralar hakkındaki yazılarımı burada paylaşıyorum.